8 MART DÜNYA KADIN HAKLARI GÜNÜ
Tarih: 7.03.2022 | Okunma Sayısı: 384

Değerli Katılımcılar, bugün burada 8 Mart Dünya Kadınlar günü vesilesi ile Kadınların Kanuni Hakları ve Toplumdaki yeri ile alakalı olarak farkındalık yaratmak üzere toplanmış bulunmaktayız. Düzce Barosu Kadın Hakları Merkezi üyeleri ve diğer katılımcılara teşekkür ederim.

Bugün burada bulunan bütün kadınların, tüm geçmiş hayatını gözden geçirmesini rica ediyorum. Dönüp  baktığımızda, hepimizin cinsiyet sebebi ile ayrımcılığa maruz kaldığı olmuştur. İş başvurularımız kadın olduğumuz için reddedilir, daha düşük maaş alırız, toplum hem anne olmamızı ister hem de hamileysek yahut çocukluysak bizi işten çıkarırlar, müdürlük sorumluluk gibi unvanlar almamız çok zordur, sokakta takip ediliriz, giysilerimiz ile yargılanırız, ailelerimiz bizden miras kaçırır, cinsel kimliğimizi bastırmamız beklenir, özel günlerimiz bir ayıp gibi gösterilir, toplumun her alanında şiddete maruz kalırız, fiziksel şiddete uğrarız ve en kötüsü de her gün kadın cinayeti haberi alırız. Ölsek bile arkamızdan ama ile başlayan cümleler kurulur.

Oysa kadın ve erkek eşittir. Kadın ve erkek her alanda eşit haklara sahiptir. Önce Anayasal yaşam hakkımız ardından Türk Medeni Kanunu ve diğer yasalar ile bize tanınan tüm haklar için savaşmalıyız. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığına ve kadına yönelik şiddete karşı bu savaşı verirken yalnız olmadığımızı da bilmeliyiz. Düzce Barosu Kadın Hakları Merkezi üyeleri, bu mücadeleye bir değer katarak, kadın haklarına ilişkin olarak herkesin anlayabileceği sadelikte bir broşür hazırladı ve birazdan bunları dağıtacağız.

Ne yazık ki, broşürde bahsedilen haklarımızın bir kısmı son dönemde gündemde olan yasa teklifleri ile gölgelenmiş ve mevcut nafaka, velayet ve tazminat hakları gibi bazı haklarımız tehlike altındadır. Bu nedenle Yaşam hakkımıza, eşitliğimize, özgürlüğümüze, nafakamıza, Türk Medeni Kanunumuza daha fazla sahip çıkalım. Konuşmamı Mustafa Kemal Atatürk’ün cümlesi ile bitirmek isterim “Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadına karşı ihmal ve kusurdur. Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin?”

22.12.2024
AV. EROL BATUM
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.