Basına ve Kamuoyuna;
Mesleğimize ve meslektaşlarımıza dönük saldırılara dün bir yenisi daha eklenmiştir. 01 Mart 2019 tarihinde Diyarbakır Baro Başkanımız, Baro Yönetim Kurulu Üyesi ve Baro üyesi meslektaşlarımız ve baro çalışanları, Diyarbakır Adliyesi önünde her Cuma yapılan Tahir ELÇİ anma etkinliği akabinde, Diyarbakır Barosu Adli Yardım Bürosuna geçerken, 7-8 kişiden oluşan bir grubun fiziki saldırısına maruz kalmışlardır.
Saldırı, cezaevinde açlık grevi başlatan hükümlü-mahpus yakını olduğunu iddia eden kişiler tarafından, mahpus ile yeterince ilgilenilmediği gerekçe gösterilerek kendilerince meşru gösterilmeye çalışılmıştır. Biz bu saldırıyı, “yüreği yanan” bir babanın tepkisi olarak görmüyor ve böyle kabul etmiyoruz.
Saldırının oluş şekline, öncesinde ve sonrasında yaşanan gelişmelere bakıldığında, saldırının sıradan değil, planlı bir saldırı olduğu açıktır. Hak mücadelesi bağlamında tarihsel bir misyona sahip olan Diyarbakır Barosu'nun hedef alınması hepimizi bir kez daha derinden yaralamıştır.
Diyarbakır Barosu geçmişten bugüne hak ihlallerine karşı hukuki, ahlaki ve meşru temelde mücadelesini sürdüren bir hukuk örgütüdür. Dolayısıyla yapılan saldırının sözde gerekçesinin asılsız bir iddiadan ibaret olduğu, asıl hedefin Diyarbakır Barosu şahsında hak-hukuk mücadelesi yürüten kişi ve kurumlara gözdağı vermek olduğunu düşünüyoruz.
Biz Diyarbakır Barosu’na yönelik olarak gerçekleştirilen bu saldırıyı, tüm barolara ve mesleğimize yapılan planlı ve organize bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. Faillerin yakalanarak, varsa arkasındaki odaklar ile birlikte yargı önüne çıkarılmasını ve cezalandırılmasını talep ediyoruz. Son olarak adli makamların olaya ilişkin yaklaşımlarının ve bizzat olayın takipçisi olduğumuzu ve Diyarbakır Barosu’nun yanında yer aldığımızı tüm kamuoyu ile paylaşmak isteriz.