BASINA VE KAMUOYUNA
“YAŞAM KUTSAL, ADİL YARGILANMA VE ADALET HAKTIR"
5 Nisan Avukatlar Gününü henüz geride bıraktık. Yaklaşık 2 buçuk yıldır tutuklu bulunan meslektaşlarımız bir süredir adil yargılanma ve adalet talebiyle açlık grevi yapmaktaydılar.
Ancak hukuk ve insan hakları alanında çalışan dernekler tarafından yapılan basın açıklaması ile meslektaşlarımızdan Av.Aytaç ÜNSAL ve Av.Ebru TİMTİK'in açlık grevi eylemlerini ölüm orucuna çevirdiklerini öğrendik.
Şüphesiz insan yaşamından değerli ve önemli bir şey yoktur. Bizce meslektaşlarımızın talepleri muhataplarınca karşılanamaz nitelikte ve olağanüstü istemler değildir.
Baro Başkanlarımız ve çokça meslektaşımız tarafından meslektaşlarımızın yargılandıkları İstanbul 37.Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava celseleri yerinde takip edilmiş ve yargılama sürecinde birçok hukuksuzluk tespit edilmiştir.
Hatırlanacağı üzere; yargılandıkları davanın ilk duruşmasında meslektaşlarımızın tamamı hakkında mahkeme tarafından tahliye kararı verilmesine rağmen, tahliyeleri saatlerce geciktirilmiş, tahliye olmalarının hemen ardından savcılığın itirazı ile haklarında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkartılmış, hukuksuz bir süreç sonunda meslektaşlarımız yeniden tutuklanmıştır. Tahliye kararı veren mahkeme heyeti ise dağıtılarak yerlerine başka bir heyet atanmıştır.
Tüm yargılama aşamasında ceza yargılamasının temel ilkelerine, adil yargılanma hakkına aykırı uygulamalarda bulunulmuş; tanık/gizli tanık ifadeleri ile varlığı meçhul bazı belgelere dayanılarak 18 meslektaşımız hakkında 159 yıl hapis cezası verilmiştir.
Meslektaşlarımızın savunma hakları kısıtlanmış, istedikleri deliller toplanmamış, tanıklar dinlenmemiş, son sözleri dahi sorulmaksızın haklarında mahkûmiyet hükümleri tesis edilmiştir.
Tarafsız bir mahkemece yargılanmayı ve devletin kendi çıkardığı yasalar ile taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uymasını talep etmek, doğal, hukuki ve meşru bir haktır. Meslektaşlarımızın talepleri de bu temel haklarını kullanmaktan ibarettir.
Covid-19 salgını nedeniyle alınan tedbirler ve avukat görüşmelerindeki sınırlandırmalar da göz önüne alındığında; haksızlığa uğradığını düşünen, adil yargılanma ve hukukilik talebinde bulunan meslektaşlarımızın tamamen tecrit edilmiş halde ve halen tutuklu bulunmaları da üzücüdür.
Meslektaşlarımızın seslerini kamuoyuna duyurabilmek için ağır sonuçları olacak ölüm orucu yolunu tercih etmeleri karşısında üzgün ve kaygılıyız.
Bizler aşağıda imzası bulunan Baro Başkanları olarak;
Adil bir yargılamanın ölümler olmaksızın da sağlanabileceğini, tarafsız ve adil bir muhakemenin herkes için bir hak olduğunu hatırlatarak,
Tutuklu meslektaşlarımızın yasal ve insani taleplerinin bir an önce karşılanarak tahliye edilmelerini ve adil yargılanma koşullarının sağlanmasını talep ediyor,
Meslektaşlarımızı da ölüm orucu eylemlerini sonlandırmaya davet ediyoruz.
Tüm yetkilileri ve kamuoyunu oldukça hassas bu duruma karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz.