BASINA VE KAMUOYUNA
Bugün sabah saatlerinde Akp Genel Başkan Yardımcısı Cahit Özkan tarafından Av. K. Da değişiklik yapılmasına dair hazırlanan tasarı nihayet kamuoyuna açıklanmıştır.
Öncelikle belirtmek isteriz ki, açıklama esnasında dile getirilenler, kamuoyunu aldatmaya yönelik ve tümüyle hilafı hakikat bilgilerdir. Bu da göstermektedir ki, bu taslağı hazırlayanlar, ne barolar, ne avukatlar, ne stajyer avukatlar, ne de baroların seçim sistemi, hatta ne de temsilde adalet konusunda hiçbir fikre sahip değildirler.
Baroların Avukatlık Staj Eğitimi veremediğini bir gerekçe olarak ortaya koyan sayın Özkan bu eleştiriyi dile getirebilmek için önce dönüp stajyer avukat sayısının çokluğu nedeniyle artık stajyer avukat gönderilmemesini isteyen adliyelere bakmalıdır.
Bugün neredeyse tüm barolarımızda avukat mevcudunun %12 si düzeyine ulaşmış olan stajyer avukat sayısındaki artış barolarımızın değil mantar gibi çoğaltılan ve hala çoğalmaya devam eden hukuk fakültelerine bakmayı denesinler.
Bu zor koşullar altında bile neredeyse 10 hukuk fakültesi toplamında stajyer avukat barındıran barolarımız, hiçbir fakültede olmadığı biçimde 30 – 40 kişilik gruplarda aktif eğitim yöntemleriyle eğitimlerini sürdürmektedirler. Üstelik bu eğitimleri başka herhangi bir kaynağa sahip olmaksızın meslektaşlarımızdan tahsil edilen aidatlarla gerçekleştirmektedirler.
Hele kamuoyunu günlerce “barolar siyaset yapıyor” söylemleriyle meşgul ettikten sonra ortaya konan çoklu baro senaryosu, asıl baroları siyaseten bölme, ayrıştırma amacını ortaya koymaktadır. Ve baroların siyasallaşması ya da daha doğru bir deyişle yandaşlaşmasının asıl şimdi önü açılmaktadır.
Üstelik 5.000 sayısının nereden icat edildiği, hangi aklı evvelin bu sayıyı bulduğu, neden ve hangi saiklerle 2.000 avukata ayrı baro kurma hakkı verildiği ise hiçbir biçimde ortaya konulmamaktadır.
Üstelik sayın Özkan, 80 baro ve TBB nin iki ayrı açıklamasına ve baro başkanlarının çoklu baroya karşı Ankara’ya yürümüş olduğunu bilmesine, hatta baro başkanları tarafından mecliste bu durum kendisine açıkça bildirilmesine rağmen, yapmış olduğu açıklamasında bu değişikliğin, baroların ve hukukçuların desteğini aldığını hiç haya etmeden ortaya koymaktan da çekinmemiştir.
Üstelik anlaşılan odur ki, taslağı hazırlayanlar teknik hukuk bilgisinden de yoksun olmalılar ki: Kanun hükümleri uyarınca seçilmiş baro başkanlarının henüz dolmamış görev sürelerini de bir madde ile yarıya indirivermişlerdir.
Temsilde adalet için ortaya konan düşünceler ise tümden kabul edilemezdir. Bu taslak kanunlaşırsa 44 üyesi olan bir baromuz ile 4.958 üyesi olan başka bir baromuzun TBB de temsilinde 4’er delegeye sahip olacaklardır. Bunun Demokrasi, bunun temsilde adalet getireceğini de ballandıra ballandıra anlatmaktan imtina etmedi.
Hele ayrı bir organ olarak seçilen Baro Başkanının istifası üzerine Yönetim Kurulunun içinden bir üye seçmesi uygulamasının ise başka herhangi bir kurumda örneği yoktur ve olamaz da.
Açıklanan teklifin içerisinde yer alan bazı havuç niteliğinde uygulamalar ise yine teklifi hazırlayanların gerçeklerden ne kadar kopuk olduklarının bir başka kanıtıdır. Genç avukatlar için ortaya konan aidat indirimi bugün bir sorun olmaktan çoktan çıkmış ve barolarımızca genel kurul kararlarıyla aidat indirimlerini çoktan gerçekleştirmişlerdir. Hem de yalnızca genç avukatlarla sınırlı olarak değil, aynı zamanda özel ihtiyaç sahibi olan meslektaşlar açısından da uygulanmaktadır.
Bu öneri çok uzun zamandır özellikle genç meslektaşlarımızı ilgilendiren CMK görevlendirmelerinde ücretlerin avukatlık asgari ücret seviyesine çekilmesi taleplerimizle ilgili hiçbir şey yapılmamasına rağmen bir yandan teklifi hazırlayanlar açısından gerçeklerin ne kadar saptırıldığının ve ciddiyetten uzak olduğunun da göstergesidir.
Biz aşağıda imzası olan baro başkanları,
Öncelikle milletvekillerine bu teklife imza atmamaları,
Siyasi iktidara bu bölme ve parçalama projesinden vazgeçmesini,
Demokratik kamuoyuna halkın sesinin kısılmasına yol açacak bu projeye karşı çıkarak, barolarına sahip çıkmaları için bir kez daha çağrıda bulunuyoruz.