İsrail’in, Mescid-i Aksa’da gerçekleştirdiği bu saldırıyı kınamak, bu saldırının karşısında durmak; hukuka aykırılığın, savaş suçunun, insan hakları ihlallerinin karşısında durmak demektir.
Kudüs sorunuyla ilgili özellikle 1967’den bu yana BM’de alınan çok sayıdaki kararda; “Kudüs’ün uluslararası bir statüye sahip olduğu, İsrail’in Kudüs’ü işgalinin tanınmadığı, İsrail’in şehrin statüsünü ihlal eden bütün girişimlerinin geçersiz olduğu” sürekli olarak tekrarlanmıştır. Lakin BM tavsiye-uyarı-kınama gibi kararlarının yanında sürece yalnızca tarafları müzakereye davet ederek müdahil olmuştur. Oysaki BM’nin sürekli olarak tarafları uzlaşmaya davet etmek yerine, gerektiğinde yaptırım uygulayabilecek şekilde sürece daha etkin dâhil olması gerekmektedir. Kısacası BM’nin sadece birtakım kararlar alarak sorunun adil bir şekilde çözülmesini sağlayamadığı açıktır; yapılması gereken, bu kararların uygulanmasını mümkün kılacak adımlar atmaktır.
Okuma Sayısı:368| Haber Tarihi:12.05.2021